BASININ GÖREV YAPMASINI ENGELLEMEK Mİ? 14.06.2025
Ali ŞANLI
15 Haziran Pazar günü yapılacak olan LGS (Liselere Geçiş Sınavı) öncesi İl Milli Eğitim Müdürlüğü basın mensuplarına bir yazı gönderdi. Yazıda, sınav günü okul bahçeleri dâhil olmak üzere hiçbir okulda fotoğraf ve video çekimine izin verilmeyeceği bildirildi. Gerekçe: “Sınavın sağlıklı ve güvenli bir şekilde yürütülmesi.”
Öncelikle şu soruyu sormak gerekiyor: Bu bir tedbir mi, yoksa Basın Yasası'nın ihlali mi?
Basının asli görevi, halkı bilgilendirmek ve kamu adına denetim yapmaktır. Bu, Anayasa'nın 28. maddesinde "Basın hürdür, sansür edilemez" hükmüyle güvence altına alınmıştır. 5187 sayılı Basın Kanunu'na göre de gazeteciler kamu yararını ilgilendiren her konuda haber yapma ve görüntü alma hakkına sahiptir.
Peki, sınav sürecini takip etmek, velilerin ve kamuoyunun bilgi alma hakkı kapsamında değil midir?
Elbette sınav güvenliği ve öğrencilerin dikkatinin dağılmaması önemlidir. Ancak sınav sırasında sınıf içi çekim yapılmasını istememek anlaşılabilir bir tedbirdir. Fakat okul bahçesi gibi kamuya açık alanlarda basına “yasak” getirmek, basın özgürlüğü ile çelişir. Çünkü okulun dışı gibi, bahçesi de kamusal alandır. Orada haber amaçlı görüntü alınması, özel hayatın ihlali veya sınav güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaz.
Basın mensuplarını sürecin dışında tutmak yerine, koordine şekilde bilgilendirme yapılması çok daha sağlıklı olurdu. Müdürlük tarafından bir okul belirlenebilir, çekim yapılacak alan sınırlanabilir, bir saat dilimi ayrılabilirdi. Böylece ne sınav güvenliği tehlikeye girerdi, ne de basın görevini yapmaktan alıkonurdu.
Basın, kamunun gözü ve kulağıdır. Görevi sadece haber yapmak değil, kamu yararını gözetmektir. Bu tür “yasaklayıcı” yazılar, görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını zan altında bırakır. Basını dışlayarak değil, bilgilendirerek daha sağlıklı bir sınav süreci yürütülebilir.
Unutmayalım ki şeffaflık güveni artırır,