TIPTA BAZI CERRAHİ MÜDAHALELER TÜMDEN PALAVRA MI?..............1999 Yılında sanatçı Ebru Gündeş, bir kaset tanıtımı sırasında beyin kanaması geçirdi...................Acilen hastaneye kaldırılan Ebru Gündeş'i ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Cengiz Kuday hoca ameliyat etti..................Hastalarının dışında kamuoyunun fazla tanımadığı Cengiz hoca, ünlü birini ameliyat edince, kendisi de birden çok ünlü oluverdi.....................Prof. Dr. Cengiz Kuday, televizyon kanallarında adeta sörf yapmaya başlamıştı.....................Bir gün.........Bir sağlık programında Cengiz hoca şöyle bir laf etti "Bel fıtığı ameliyatlarının % 98'i palavra ameliyatlardır"................Bu lafı söyleyen kişi, hocaların hocası Cengiz Kuday'dı...............Yüzlerce beyin cerrahı yetiştirmiş bir profesördü.....................Cengiz hoca, sözüne şöyle devam etti "Beyin cerrahisi çok şanssız bir branştır. Genellikle beyin kanamalı gelen hastaların çoğu ölür. Doktora, sadece hasta yakınlarına başsağlığı dilemek kalır. Doktorlara, para kazanmak için sadece bel fıtığı ameliyatları kalır. Doktorlarda, beli ağrıyan herkesi ameliyat eder. Sadece buradan para kazanırlar"...................Bu sözler üzerine dehşete kapılmıştım. Çünkü bende iki kere bel fıtığı ameliyatı olmuştum...............Aradan 20 yıla yakın zaman geçti..........Ameliyat olduğum yerde hala ağrılar var...................Yıllar önce yine bir tıp dergisinde okumuştum................"Açık kalp ameliyatları (Koroner bypas) ve hastaya stend takılması da palavra" diyordu. Kalp krizi geçiren ve stend taktıran ya da ameliyat olan hastalarla, hiç ameliyat olmayıp ta, yaşam şeklini değiştirerek, ilaçla tedaviye devam edenler arasında mortalite (Ölüm) farkının % 3 ile % 7 aralığında olduğunu iddia ediyordu. İddia ne kadar doğrudur? Bilmiyorum...........................Şöyle bir çevreme bakıyorum da...................Çokta mantıksız gelmiyor...................Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Amerika'da ünlü kalp cerrahı De bakey''ye ameliyat olmuştu.............Sonuç ne oldu? Özal, kısa bir müddet sonra kalp krizinden vefat etti.......................Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Amerika'da açık kalp ameliyatı olmuştu.............Sonuçta ne oldu? Mustafa Koç, bu sabah kalp krizinden vefat etti.................Yine tanıdığımız yüzlerce ünlü isim, açık kalp ameliyatından kısa süre sonra vefat etti......................Sizlerin de bir çok yakını aynı şekilde vefat etmiştir mutlaka......................1994 yılında..............Bir Cumartesi sabahı göğsümde şiddetli bir ağrı ile uyandım...............Acilen bir özel hastaneye gittim....................Adapazarı Devlet Hastanesinde Kalp-Damar Cerrahı bir arkadaşım var.............Israrla "bana o müdahale etsin "diye bağırıyorum...................."Tamam........Şimdi gelecek" diyorlar..............Gelen.......Giden yok............Bana .başka bir doktor müdahale etti..................Daha sonra Koşuyolu Hastanesine anjiyo olmak için sevk ettiler....................Hastaneye yattım.................Yan odada kim yatıyor dersiniz?...................Arkadaşım, kalp-damar cerrahı Celal Öztop....................Hastanede bana müdahale etsin diye feryat ettiğim Celal Öztop, bir akşam önce halı sahada top oynarken, kalp krizi geçirmiş ve yoğun bakımda yatıyormuş.............Bana söylememişler.....................Celal Hoca'nın anjiyosunda iki damar ameliyatlık tıkalı çıktı..................Benim anjiyomda ise, yüksek tansiyona bağlı büzülme çıktı. Cerrahi müdahalelik bir durum yok dendi..............Aradan yıllar geçti............Celal hoca kalp ameliyatı olmadı....................Celal hoca, sigarayı, alkolü bıraktı...............Doktorluğu da bıraktı...............Şimdi memleketi Malatya'da kayısı yetiştiriyor ve münzevi bir hayat yaşıyor...............Kendisine sordum "Anjiyo raporunda kalp damarlarından biri % 90 tıkalıydı. niçin ameliyat olmadın?".................Verdiği cevap şudur: Kalpte cerrahi müdahaleye inanmıyorum................Cevap aynen bu..................Cevabı veren kişi kalp-damar cerrahı................Varın, kararı siz verin.....................Kanser hastalığı ile ilgili tedavilerde bana aynı kanaati veriyor......................Çevremde.............Tanıdığım yüzlerce kanser hastalığına yakanmış insan vardı.................Bugün hiç birisi hayatta değil...................Yapılan kemoterapiler............Yapılan radyoterapiler..............Uygulanan ameliyatlar...................Hastaya gerçekten şifa veriyor mu?.................Bu konuda da kafam hayli karışık.......................Prof. Dr. Mehmet Cengiz Erçin....................Kocaeli Üniversitesi-Tıp Fakültesinde Patoloji hocası..................Kendisi Trabzon'dan hemşehrim olur..................Bana göre müstesna bir insan.................Sol kolumda çıkan bazı lekeler üzerine soluğu Kocaeli Tıp Fakültesinde aldık...................Kolumdan sürekli biyopsi yapıyorlar.............Bana bir sonuç vermiyorlar...............Beni, Tıp Fakültesine cilt kanseri tanısıyla göndermişlerdi......................Bir müşterek dost vasıtasıyla Mehmet Hoca'ya bizzat ulaştım......................Bana aynen şunları söyledi "Bak kardeşim, sana konan teşhis, cilt kanserinin en pis olanı. Yani malin melanom. Ben hocalarla tam aynı kanaatte değilim. Çünkü bu bulguları basit haşere ısırıkları da verir. Eğer gerçekten malin melanom isen, git eve yat aşağı ve ölümü bekle. Hiç Onkoloji koridorlarında boşuna dolaşma. Hangi tedavi yapılırsa yapılsın, 6 ayda öleceksin. Yok eğer kanser değilsen, git , yine yat aşağı. Ben hekimim. Bende bu hastalığa yakalanabilirim. Ben asla tedavi olmam. Hayatımın son günlerini sevdiklerimle geçirmeye bakarım. İnsanız sonuçta, ölümlü varlıklarız.............Ne yaparsak yapalım, sonuçta öleceğiz"................Mehmet Erçin hoca, aynen bunları söyledi..........................Ben bu satırları yazarken....................Tıbbi tedaviyi tümden ret mi ediyorum?.......................Hayır.............Öyle demiyorum elbet.....................Modern tıbbın tedavi ettiği bir çok hastalık elbette ki var....................Ancak..............Sonucu hayli tartışmalı tedavilerde var.......................Bu tedaviler, doktorların cebini dolduruyor da.....................Hastalara kalıcı şifalar veriyor mu?...................Ben bunlardan çok şüpheliyim.................Yüzlerce uzman hekim dostum ve arkadaşım var...................Zaman zaman bu konuları samimiyet içinde konuşur ve tartışırız........................Özel...........Dostça sohbetler olduğu için.........................Bana samimice her şeyi söylerler.....................Benim çocukluğumda...............Buralarda büyük hastane...............Uzman doktorlar yoktu.............Ağır hastası olan.................Para bulabilirse...........Hastasını İstanbul'a götürürdü.....................Bizim köyden İstanbul'a hasta ziyaretine gidilirken doktora tereyağı ve yumurta götürülürdü...............Köyden başka ne götürülebilirdi ki!...............Birde kara lahana gidebilirdi......................Doktorlar, köy tereyağını ve köy yumurtasını çok severlerdi..............Tekrar tekrar ısmarlarlardı.....................Yeni bir hasta çıktığında, bir kaç kilo tereyağı, bir kaç sepet köy yumurtası giderdi mutlaka.....................Sonra ne oldu?.................Tereyağı ve yumurta kolesterol deposu ilan edildi....................Tam 25 yıl tereyağına ve yumurtaya elimi sürmedim......................Şimdi ne oldu?............Her ikisi de masummuş.....................Yüzlerce kere kendim ve aile yakınlarım için doktora gittim...................Yüzlerce kere de tereyağı ve yumurta yasağını, ilk yasak olarak dinledim.............................Şimdi.............Hekim dostlarıma soruyorum: Niçin yıllarca böyle yaptınız?..................Cevap ortak ve tek: Valla kitapta öyle yazıyordu.........................Siz, siz olun..............Şu kuralı aklınızdan çıkarmayın.................Her şeyin çoğu zarar........Azı karar.................Her şeyi yiyin, için.............Abartmayın................Stresten ve üzüntüden uzak yaşayın......................Ölümlü varlıklar olduğumuzu akıldan çıkarmayın....................Mustafa Koç olsanız dahi.................Ecel sizi en doğru vakitte çağıracaktır.........................Hz. Peygamber, sofradan hiç doyarak kalkmazdı......................Bunu da hiç unutmayın.