ALİ İHSAN YAVUZ'UN İSTİFASINI İSTEMEKLE HAKSIZLIK MI YAPIYORUM?
Samimi ve dürüst olmak gerekirse, Cumhur İttifakı 31 Mart Yerel Seçimlerini hezimetle kaybetti.
Yozgat'ta, Kütahya'da, Balıkesir'de, Bursa'da, Afyon'da seçimler Cumhur İttifakı kaybetti.
Akıl tutulması gibi bir şey.
Ali İhsan Yavuz'un makam, mevki ve unvan sağladığı kişilerin onu savunmasını ben anlayışla karşılıyorum.
Belki bana da sağlasaydı o makamları, bende susar, kıçımın üzerine otururdum.
Elbette ki öyle yapmazdım.
Doğru ne ise, onları vicdan huzuru ile yazardım.
Ak Parti ve Cumhur İttifakı, hem Türkiye Genelinde, hem de Sakarya'da bir seçim hezimeti yaşamıştır.
Elbette ki bu seçim hezimetinin tek başına sorumlusu Ali İhsan Yavuz değildir.
Seçim hezimetinin başka nedenleri de vardır.
Öncelikle hayat pahalılığı en büyük nedendir.
Bu kadar yüksek enflasyonun tek başına sorumlusu, iş başındaki hükümettir.
Ben olacak değilim ya.
2. büyük yanlış, memur ve çalışanlar arasındaki maaş uçurumu ve adaletsizliği.
Hükümet, sanki ayağına sıkar gibi bu yanlışı yaptı.
Bu sütunlarda feryat ettik, figan ettik, yapmayın bu haksızlığı dedik, sayın Hükümetimize meramımızı anlatamadık.
Hükümet bu konuda hiçbir olumlu adım atmadı.
Yahu kardeşim,
Memura 8.077 TL seyyanen zam vereceğine, 6.000 TL ver, emekliye de 2 bin TL ver.
Bu kadar mı zor?
Emeklide kendisinin adam yerine konulduğunu görsün be arkadaş.
Ali İhsan Yavuz'u sadece bu seçimler sonucu nedeniyle istifaya davet ediyor değilim.
2019 Yerel Seçimlerinin sonunda da kendisini istifaya davet etmiştim.
31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde, İstanbul'da seçimlerin yenilenmesi kararında en büyük sorumlu, bizzat Ali İhsan Yavuz'dur.
Bu sütunlarda yazdığım yazılar orta yerde.
"Allah aşkına, verin adamın mazbatasını, Karadenizli çakal müteahhidi kahraman yapmayın" dedim.
Seçimler 23 Haziran'da yenilendi.
Sonuç ne oldu?
Ak Parti adayı 800 bin fark yedi.
Sorumlusu Ali İhsan Yavuz'dur.
O seçim hezimeti nedeniyle, bir daha metropol şehirlerinde açık kapatılamadı.
Psikolojik üstünlük muhalefete geçti.
Siyaset bir matematik işlidir.
Siyasetinde kendine göre bir matematiği var.
O zaman matematikten gidelim.
Ak Parti adayı Büyükşehir'de % kaç oy ile seçildi?
% 47 oy ile.
2019'da Ak Parti adayı % kaç oy ile seçilmişti?
% 65 oy ile.
Hem de Ekrem Yüce ile alınmıştı bu oy.
Niçin Ekrem Yüce ile diyorum?
Seçimler arifesinde Ekrem Yüce hiç gündemde değildi?
Bunu bana bizzat Ekrem Yüce söylemişti.
Rize-Güneysu-Dumankaya köyüne gidiyor bütün aday adayları.
Sayın Cumhurbaşkanı, Ekrem Yüce'nin aday adaylığını dahi kabul etmiyor.
Bu durumu bütün Sakarya Kamuoyu biliyor.
Buna rağmen % 65 oy.
Şimdi ne aldın?
% 47
Utanç verici bir sonuç.
Buradan MHP'nin % 10 oyunu çıkart.
Geriye % 37 kalır.
Ne demek oluyor?
Ak Parti MHP ile ittifak yapmasa, rakip partiler bir olup, Şeker Mahallesinden Çingen Tahir'in torunlarından birisini aday yapsa, demek ki seçimi o alırdı.
Durum bu kadar vahim.
% 47 oy, salt çoğunluğun altıdır.
Öteden beri yapıldığı gibi, Sakarya'da muhalefet partileri tek aday üzerinde ittifak yapsa, % 53 oy alırlar demektir.
İşte kaybettin seçimleri.
7 ilçede seçim kaybetmişsin.
Gösterdiğin adayları bu ilçelerde seçmen kabul etmemiş, gitmiş tabela partilerinin adaylarına oy vermiş.
Onları seçmiş.
Peki,
Ak Parti'nin seçimlerde kazandığı ilçelerdeki sonuçlara ne demeli?
% 65 oy aldığın Kocaali'de seçimi % 33 ile almışsın.
% 72 boy aldığın Akyazı'da seçimi % 47 oy ile almışsın.
Hiçbir ilçede Cumhur İttifakı adayları % 50 bandına ulaşamamış bile.
Rakip partiler sadece örtülü ittifak yapsa, Akyazı dahil, tüm ilçelerde seçimler gitmişti.
2014 seçimlerinde, Ak Parti kendi başına Sakarya'da 17-0 yapmıştı.
Şayet muhalefet Sakarya'da birazcık organize olsaydı, Büyükşehir dahil, 17-0 yapardı.
Rakamlar orta yerde.
Bunun bir sorumlusu olmamalı mı yani?
2002'den bu yana, Ak Parti odunu dahi önüme aday gösterse, hiç sekmeden oy verdim.
Benimle dünya selamı alıp vermeyen Ekrem Yüce'ye, Yusuf Alemdar'a ben oy verdim.
Şimdi benim konuşma vaktim var arkadaş.
2002 seçimlerinden bu yana, yolda görsem, selam vermeyeceğim adamlara ben milletvekili seçimlerinde Reis'in hatırına oy verdim arkadaş.
Hiç yalpalamadan, bağrıma taş basarak, sandığa gidip, ben bu partinin adaylarına oy verdim.
Şimdi konuşmak hakkım değil mi?
Sosyal medya hesabından Ali İhsan Yavuz güzellemesi yapan, çok sevdiğim ve çok değer verdiğim Lütfi Bayraktar!
Hatırla,
Yerel Seçimler arifesinde seni aradım.
Bir ilçemizde Belediye Meclisi üyeliğim söz konusu oldu.
Ben, sana "Ali İhsan Yavuz ile görüş, hala bana ambargosu devam ediyor mu?" dedim.
Bana ne cevap verdin?
Sakın aday olma.
Demek ki ambargo devam ediyormuş.
Ali Kemal Sofu,
Ali İhsan Yavuz'un çok tuttuğu kardeşim.
Her seçimler arifesinde siyasi yol haritanı bana danıştığın kardeşim.
Geçen hafta seni aradım, telefonuma çıkmadın.
Niçin çıkmadın?
Ali İhsan Yavuz'u eleştirdiğim için.
Halbuki Belediye Meclisi üyeleri ,içinde en fazla siyasi tecrübesi olduğu için, onun Büyükşehir Başkan Vekili olmasını istemiştim.
Kendisini de onun için aramıştım.
Olsun,
Mahkeme kadıya mülk değil.
Biz hancı, herkes yolcu.
Bu sütunlarda bu kadar rahat yazı yazmak, o kadar kolay değildir.
Bir defomuz olsa, birileri bana "Sus ulan!" der.
Demediklerine göre, diyemediklerine göre, ben haklıyım.
Sadece Ali İhsan Yavuz'un istifasını istemiyorum.
İl Başkanı, yönetimi ile birlikte istifa etmeli.
Sadece seçim kaybeden ilçeler değil, gülünç oylarla seçim kazanan ilçeler dahi, yönetimleri ile birlikte istifa etmeli.
Siyasi nezaket,
Siyasi edep,
Siyasi ahlak bunu gerektirir.
İstifa edin arkadaş!
Yol yakınken, istifa edin.
Arkadan çok büyük tsunami geliyor.
Yoksa çok feci altında kalırsınız.
Şimdilik yazacaklarım bunlar.
İleriki günlerde kaldığımız yerden devam edeceğiz.