MUHALEFETİN BÜTÜN HESABI KİTABI;
DEVLET'E ÇÖKMEK ÜZERİNEDİR
Canım şu denebilir;
Parti iktidar oluyorsa, birazda iktidarın nimetlerinden istifade etsinler yani.
Cevaben, bende şunu diyorum;
Her siyasi iktidar, Devlet'in tepesine kendi kadrosuyla gelir.
Buna bir diyeceğim yoktur.
Kadro tamamda,
Bu kadro iş yapmalı,
Hizmet üretmeli.
Şimdiki muhalefetin iki başat aktörünün asla böyle bir derdi yoktur.
Onların tek derdi var;
Devlet aygıtının tepesine çökmek.
Her iki partiyi de yerel seçimler sonrasında gördük işte.
Belediyeleri yağma ettiler.
Hem Kemal Kılıçdaroğlu, hem de Ekrem İmamoğlu, namus ve şerefleri üzerine yemin ettiler, billah ettiler "Kimsenin ekmeği ile oynamayacağız" dediler.
İmamoğlu seçilir seçilmez, 20 bini aşkın işçinin işine son verdi, yerlerine 25 bini aşkın parti militanı aldı.
Bunların içinde HDP'lilerde var.
CHP'nin ele geçirdiği 11 Büyükşehir'de sistem şöyle işliyor.
İlçeler dahil, 11 Büyükşehir'de bir CHP'ye, bir İyi Parti'ye, birde HDP'ye Başkan Yardımcılığı kadrosu verildi.
Daire Başkanlıkları, birim müdürlüklerine kadar paylaşıldı.
Ha birde şu var;
Süleymancılara da kadrolar verildi.
24 Haziran 2018 seçimlerinde olduğu gibi, 31 Mart yerel seçimlerinde de Süleymancılar CHP adaylarına ölümüne destek verdi.
14 Mayıs genel seçimlerinde bazı Süleymancı isimleri Parlamento'da görürsek, sürpriz olmaz.
İktidara gelmek ile devlete çökmek, çok farklı şeylerdir.
Demokrat Parti'den bu yana, sağ partiler, iktidara hizmet için geldiler.
Sağ partilerin devlete çökecek hiçbir zaman yetişmiş kadroları olmamıştır.
Özellikle Demokrat Parti ve Adalet Partisi iktidarlarında, Kemalist kadro daima yerli yerinde kalmıştır.
Merhum Özal'ın Anavatan Partisi iktidarı döneminde dahi bürokrasi ile çok oynanmamıştır.
Meşhur 4 eğilimi birleştirme hikayesi ile CHP'li kadrolara çok fazla dokunulmamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi, kurumsal kimliği ile 1950'den bu yana, yani 73 yıl boyunca tek başına iktidar yüzü görmemiştir.
1950'ye kadar bu millete çektirdiği çileler, ettiği zulümler yüzünden, bu halk, onlara iktidar nasip etmemiştir.
Dolayısı ile CHP'nin bu millete çok büyük bir kini vardır.
1960 darbesinden sonra,
İsmet İnönülü,
Bülent Ecevitli,
Erdal İnönülü koalisyon hükümetleri olmuştur.
Onlarda uzun süreli olmamıştır.
Hasılı CHP iktidara açtır.
CHP iktidara susamıştır.
CHP'nin hepi topu % 25 oyu vardır.
Bu oy oranı ile iktidar ne mümkün!
Şimdi sözde sağcı 5 tane parti, can hıraş bir mücadele ile solcu! CHP'yi iktidar yapmak için mücadele veriyor.
Gültekin Uysal'ın partisini saymıyorum bile.
Tabela partisi.
Peki diğer 4 sözde sağ partiye ne demeli?
Meral'in partisinin de tek derdi, devlete çökmek.
Tıpkı CHP gibi.
Çünkü Meral'in partisi, birazda müteahhit partisi.
Onlarda ranta açlar.
İdeoloji filan yoktur onlarda.
Devlete çökme dedim de,
Bakın size anlatayım şu çökme işini;
1977 yılının sonuna doğru, iktidarda Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi koalisyonu var.
CHP, Cumhuriyet Tarihinin akıllara zarar çok ayıplı bir işini yaptı.
Güneş Motel pazarlıkları ile Adalet Partisinden 12 tane Milletvekilini istifa ettirdi.
Bunlara valizler dolusu para verildiği söylendi.
Doğru olduğuna adım gibi eminim.
Çünkü o bakanlardan bazıları 12 Eylül'den sonra yolsuzluktan, hırsızlıktan cezaevine girdi.
Adalet Partisi'nden istifa eden her milletvekilinin altına merhum Bülent Ecevit birer bakanlık koltuğu verdi.
Şimdi de Kılıçdaroğlu Başkan Yardımcılığı veriyor.
CHP'nin tarihi bu ayıplı işlerle doludur.
1978 yılının Ocak ayında Milliyetçi Cephe Hükümeti düştü, yerine Ecevit'in ayıplı hükümeti kuruldu.
Ben, üniversiteyi evli olarak okuduğum için, her hafta sonu ilçem Akyazı'ya geliyordum,
Hafta başı Ankara'ya dönüyordum.
Yine hafta başı Ankara'ya vardım, trenden indim, valizim elimde Sıhhiye'ye doğru gidiyorum.
O yıllarda Sağlık Bakanlığı Sıhhiye'de.
Birde ne göreyim,
Sağlık Bakanlığının giriş katındaki bütün camlar yerle bir ediliyor.
Giriş kapısı açık olmasına rağmen, yeşil parkalı, pis bıyıklı bir takım militanlar, Sağlık Bakanlığına camdan giriyorlar.
Akşam oldu, okuldan döndüm, Keçiören'de bir grup arkadaşla bir evde kalıyorum.
Ev arkadaşlarımdan Emin Can ve İrfan Yıldırım şimdi bu satırları okuyor.
Ev arkadaşlarımızdan bir tanesi de Gümrük ve Tekel Bakanlığında Müfettiş bir ağabeyimiz.
Durumu ona anlattım.
Bizim evde devamlı kalmayan, zaman zaman bize misafir gelen ağabey "Bizim bakanlıkta da aynısı oldu.
Sol militanlar camları kırarak bakanlığa girdiler" dedi.
Niçin olduğunu şöyle anlattı;
"Adalet Partisi'nden devşirilerek, bakanlık koltuğu verilen isimlerin CHP'de bir kadrosu olmadığı için, camı kırıp, bakanlığa giren koltuğu kaptı.
Kimi Müsteşar oldu, kimi Daire Başkanı, kimi Genel Müdür. Hepsi silahlı. İtiraz kimin haddine?
Makamlar böyle paylaşıldı"
Devlete çökmek dediğim, tam da budur işte.
CHP, o ayıplı iktidar döneminde devleti tepeden tırnağa ele geçirdi.
O yıllarda CHP, bütün mezhepçi, bölücü, yıkıcı hainlerle bir ittifak kurmuştu.
O vatan hainlerine bütün devlet kadrolarını arpalık olarak ikram edildi.
Bu ve benzeri anlatacağım daha yüzlerce örnek var.
Bu seçimlerden sonra, ola ki, CHP'nin eline iktidar olma fırsatı geçerse, o gün yaptığının bin kat daha beterini yapacağından zerre şüpheniz olmasın.
Geçmişte benimle Beytepe Destanını yazan arkadaşlarımda ne yazık ve ne hazindir ki Kılıçdaroğlu'nun yapacaklarına erketecelik yapıyor.
Yani değnekçilik yapıyor.
Size hakkımı helal etmiyorum.
Varsa size hakkım, haram olsun, irin olsun.
Beytepe'de sizi yalnız bırakmamak için, eşimi ve iki yavrumu yüz üstü bırakarak, o şanlı mücadeleye katıldım.
Yazıklar olsun size.
Veyl olsun size.u