SURİYE KONUSU KAFAMI KARIŞTIRMAYA BAŞLADI
Suriye'nin Türkiye için hayati derecede önemi, ülkenin kuzeyindeki PKK yapılanması.
Bu konu Türkiye için çözülmeden, hiçbir şey çözülmüş olmaz.
PKK, Suriye topraklarında 1979'dan beri yapılanma halinde.
1979 yılında Abdullah Öcalan ve adamları Suriye'ye geçti ve Suriye Muhaberatı'nın emrine girdi.
Abdullah Öcalan alçağı, 1984 yılından 1999 yılına kadar Türkiye'deki kanlı eylemlerin tümünü Suriye'den yönetti.
Abdullah Öcalan, Amerika tarafından Türkiye'ye paketlenince, PKK'nin diğer kafa adamları Kuzey Irak'a geçerek, kanlı eylemlere oradan devam etti.
Peki neydi Suriye'deki Baasçı rejimin Türkiye düşmanlığının nedeni?
İki nedeni var;
Birincisi Hatay, diğeri su meselesi.
Suriye İç Savaşı başladıktan sonra, Beşar Esad isyancıları bastıramayacağını anlayınca, Rusya ve İran'dan destek istedi.
Rusya hava gücü ile gelinceye kadar, isyancılar Şam'ın varoşlarına kadar dayanmıştı.
Rejimin devrilmesi an meselesiydi.
Rusya ve İran, Suriye'de tam bir katliama başladılar.
Şam'dan Halep'e kadar yüzbinlerce insanı katlettiler.
12 milyonun üzerinde insan göç etmek zorunda kaldı.
Bunların asgari 4 milyonu Türkiye'ye sığındı.
Türkiye, Suriye'de iki şey yaptı;
Afrin, Resulayn, Haseke gibi bölgeleri kontrolü altına aldı ve orada güvenli bölge ilan etti.
Buralarda Özgür Suriye Ordusunu kurdu ve eğitti, donattı.
İdlip Bölgesinde ise yaklaşık 15 ayrı noktada gözlem istasyonu kurarak, başta HTŞ olmak üzere silahlı muhalefet unsurlarının toplanıp, yeniden hazırlanmasını sağladı.
Ateşkes Gözlem İstasyonu sayısı 15 iken 12'ye indi ama, İdlip'e hükümet güçlerinin saldırıları engellendi.
İdlip'e saldıran Suriye askerlerinin yüzlercesi Türk Güvenlik Kuvvetleri tarafından öldürüldü.
Türkiye'nin koruması altındaki İdlip'te yaklaşık 5 milyon mülteci yaşıyordu.
Ahmet El-Şara'nın liderliğinde o bölgede adeta mini bir devlet kurulmuştu.
Silahlı muhalif unsurlar, İdlip'te silahlı eğitim aldılar.
12 günde Şam'a inen bu muhalif unsurlar Türkiye'nin kontrolünde ve korumasındaydılar.
İşte kafam burada karışıyor.
12 günde Şam'a inen bu silahlı güç, PKK/PYD'nin kontrolündeki Fırat'ın doğusuna tek mermi atmıyor.
Bırakın mermi atmayı, yerden bir taş alıp, onu dahi atmıyor.
Bunun izahı ne?
Sanki Fırat'ın batısı HTŞ ve diğer silahlı unsurlara yetermiş gibi davranılıyor.
Yaklaşık bir milyon nüfusu olan Kürtlere Suriye'nin % 33'ü mü bırakılacak?
Üst akıl bunun sözünü alarak mı Esad yönetimini sattı?
Aklıma delice sorular geliyor.
Türkiye, Fırat'ın doğusundaki PKK unsurlarının sökülüp atılmasına taraftar,
Mevcut Suriye Yönetimi müzakereye taraftar.
Böyle bir şey olmaz ve olamaz.
Ardında Amerika, İsrail, Fransa, Almanya, İngiltere ve İran'ın olduğu şer güçler, bölgede PKK'nın arkasına saklanarak, Suriye'de bir barınma alanı tesis etmek istiyor.
Şam'daki Suriye yönetimi ile bunun pazarlığı yapılıyor.
Anladığım kadarı ile mevcut Suriye yönetimi ile Türkiye, PYD/PKK'ya aynı gözlükle bakmıyor.
Anladığım şu;
Suriye'de ki mevcut yönetim, Fırat'ın doğusundaki unsurları, Beşar Esad'a karşı gelmiş muhalif unsurlar olarak görüyor.
Beşar'ın devrilmesinde onlarında rolü olduğunu düşünüyorlar.
Türkiye karşı çıkmasa, Suriye Yönetimi, PYD/PKK'yı askeri ve silahları ile birlikte kabul edecek ve Suriye Ordusuna böyle katacak.
Şu anda bunun pazarlığı yapılıyor.
Öyle anlaşılıyor ki,
Önümüzdeki günler ve aylarda çok sıcak günler görüp, yaşayacağız.
Hani deniyor ya,
"Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur"
Yeniden o günlere geliyoruz gibi.