İYİLİK MELEĞİ SEDAT PEKER
Bilindiği üzere Sedat Peker organize suç örgütü lideri.
Bu durumu kendisi de inkar etmez.
Zaten etmiyor da.
Şu anda yurtdışında kaçak olması da bu nedenle.
Burada Sedat Peker'in hayat hikayesini anlatacak değilim.
Onun hangi kulvarlarda yürüdüğünü 85 milyon herkes biliyor.
İşlediği suçlardan dolayı sıkıştı ve yurtdışına kaçtı.
Belli ki bazı kamu görevlileri onu koruma sözü verdi.
Sözler yerine getirilmeyince, o da intikam alma yolunu seçti.
Kendisi hakkında organize suç örgütü lideri dedik.
Adamın işi ve mesleği gereği, içinde suç olan bir çok işin ve eylemin yakın tanığı.
Bir kısım bilgilerde kendisine fetö tarafından ulaştırılıyor.
Bunda şüphe yok.
Mine Tozlu Sineren,
Prof. Dr. Ünsal Ban,
Ve SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu hakkındaki iddialar, Sedat Peker'e doğrudan iletiliyor.
İddialar ne derece doğrudur?
Elbette ki bilemem.
Ancak bana acı veren bir iddia var ki maalesef doğru;
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Serkan Taranoğlu'nun Mine Tozlu Sineren'den 200 bin TL istediği.
Serkan Taranoğlu bu parayı rüşvet olarak mı istedi?
Yoksa Mine hanımla bir yakınlığı varda, borç olarak mı istedi?
Bunu bilmiyorum.
Ama çok üzgünüm.
Serkan Taranoğlu bana çok yakın bir isim.
Umarım bu işlerden aklanarak çıkar.
Ağabeyi Ersin Taranoğlu 4 dönem Milletvekilliği, 2 dönem Bakanlık yaptı.
Adı en küçük bir akçeli işe bulaşmadı.
Ayrıca 50 yıllıkta dostumdur.
İddiamın bir çok kez de canlı tanığıyım.
Sakarya'da iki ismin bir yerlere gelmesinde kendi çapımda i katkım olmuştur.
Serkan Taranoğlu'nun SATSO'da Danışman olmasında, daha TOBB'da danışman olmasında, daha sonra Cumhurbaşkanı danışmanı olmasında karınca kararı katkım olmuştur.
SATSO'daki danışmanlığı o kapıları kendisine açtı.
İkinci isim Engin Özkoç'tur.
2009 SATSO seçimlerinde ben Meclis Başkanı adaylığından Engin Özkoç lehine çekilmeseydim, Engin Özkoç'un seçilmesi neredeyse imkansızdı.
Engin Özkoç'un Meclis Başkanı seçilmesi, ona Milletvekilliği kapısını araladı.
Maalesef Engin Özkoç bunun gereğini yerine getirmedi.
Sedat Peker'e şikayette bulunan Mine Tozlu Sineren'in geçmişi hayli karanlık.
Sedat Peker'le tanışık olması dahi şüphe uyandırıyor..
SPK, hakkında bir çok defa suç ihbarında bulunmuş.
Ona buna "Benden rüşvet istediler" diye çamur atması, kendini temize çıkarmıyor yani.
Madem kendisinden rüşvet istendi.
Şikayetini mahkemelere yapacağına, Sedat Peker'e yapıyor.
Sedat Peker bunu elbette ki kullanır.
Ben, kimsenin avukatı değilim.
Burada kimseyi aklamaya çalışmayacağım.
Adı geçenlerin tamamı suçlu olabilir,
Tamamı suçsuz da olabilir.
Bunu ortaya çıkarak merci, bağımsız yargıdır.
Benim anlamadığım konu şudur;
İddiaları ortaya atanın organize suç örgütü liderinin olması mı yargıyı harekete geçirmeyen unsur?
Böyle bir şey olabilir mi?
Suçu işleyen kim olursa olsun,
İhbarı yapan kim olursa olsun,
Yargının gereğini yapması görevi değil mi?
Niye bu atalet?