HZ. EBU ZER'İN KEFİL OLDUĞU GENÇ
Hz. Ömer bir gün divanda otururken iki genç bir adamı kollarında tutup Hz Ömer’in huzuruna getirdiler.
- Ya Ömer, bu adam bizim babamızı öldürdü.
Hz Ömer:
- Nasıl oldu, niye öldürdün?
Adam perişan bir şekilde:
- Ey emirü’l-müminin, benim evim buraya üç günlük yol mesafesinde, eşim çoluk çocuğum evimde, ben buraya bir iş için gelmiştim. Bir yeşillik gördüm, atım da aç idi, atım biraz otlansın, bende biraz istirahat edeyim dedim. Serbest bıraktığım at, bitişikteki bahçeye doğru gittiğini görünce elime bir taş aldım, atın önüne attım ki at bahçeye girip zarar vermesin. Bu gençlerin babaları da meğerse otların içinde uyuyormuş, attığım taş adamın kafasına denk gelmiş. Adam öldü.
Hz Ömer:
- Sen, atını bağlamamaktan, atın bahçeye giderken gidip atı çevirmeden, dikkatsizce taş atmandan hatalısın, senin için kısas (idam) gerekli.
Adam:
-Şeriatın verdiği karara bağlıyım. Yalnız beni idam etmeden, evime gidip eşim ve çoluk çocuklarımla helalleşmek istiyorum.
Hz Ömer:
- Sen idama mahkûm oldun, sana nasıl izin verebiliriz, üstelik yolun üç günlük mesafeli.
Adam:
- Söz verildi mi, şahit Allah’tır. Allah’a karşı sizleri nasıl aldatabilirim?
Hz Ömer:
- Buradan bir kefil bul, evine öyle gidebilirsin.
Adam sağına baktı, kimse yok. Hz Ömer seslendi, kimse çıkmadı. Son anda arkadan oturan Ebu Zer El Gıffarî ayağa kalkarak:
- Ben kefil oluyorum, dedi.
Hz Ömer:
- Ya Ebu Zer, bu adam idamlık, üç gün mesafeden gidip gelebilir. Gelmediği takdirde onun yerine sen idam edilirsin.
Ebu Zer:
- Bu adam Allah’ı şahit tutuyor, onun için ben ona kefilim.
Hz Ömer adama izin verip gönderdi. Bütün insanlar bu kefalet işini konuşuyordu, derken günler bitti, Ebu Zer’in yakınları kıpırdamaya başladı, adam ortalarda yok. Akşam namazından sonra karar uygulanacak. Akşam ezanı okundu, bir baktılar ki adam son surat geliyor.
Akşam namazı kılındı, namazdan sonra divan toplandı. Adam idam edilecek.
Hz Ömer adama:
- Sen idam edileceğini bildiğin halde niçin geldin?
Adam:
-İslam’da, “Müslümanlar söz verip sözünden durmuyorlar.” dedirtmemek için geldim. SÖZ verdim, geldim.
Babaları öldürülen çocuklar ayağa kalktılar:
-Ey emirü’l-müminin, biz Müslümanlar arasında MERHAMET yoktur dedirtmemek için bu adamı AF ediyoruz.
Günümüz insanları GÜVEN, SÖZ, ADALET ve MERHAMET terazisinde vicdanlarını tartmalılar. Dünyaya adalet, merhamet, insanlık öğreten sahabe nesli gibi olmak için neler yapmamız gerektiği kendiliğinden anlaşılır.